Hızla yağan yağmurun ve karlı dağların o kesici buz soğuğunu köyün üzerine üfleyen rüzgarın hükmü sürüyor şu anda… Parke taşlarla döşeli sokaklarda hareket eden tek bir canlı bile görünmüyor. Herkes evinde ya da işinde… Sokakta olanlar da, ya bir saçak altına sığınmış ya da bir tanıdığın dükkanında , tahta bir tabureye ilişmiş, ikram edilen sıcacık çayı yudumluyor usul usul.
27 Mart 2009 Cuma
BEKLEYİŞ
Etiketler:
ağaç,
GEÇİCİYİM GÖREVDEYİM,
kuş,
rüzgar,
yağmur
24 Mart 2009 Salı
BENİ AL; ONU ALMA!
Ayakta uyuyormuşum da haberim yokmuş. Bir son dakika haberini sizlere iletmek üzere yazılarıma ara vermek zorunda kaldım; özür dilerim. Haftalardır seçimlerle yatıp, parti liderleriyle kalkıyoruz. Bu hafta sonu dananın kuyruğu kopacak. Bütün adaylar harıl harıl seçim kampanyalarını yürütüyorlar.
Eeee herkes gibi Gömbe de bu telaştan nasibini almış durumda. Gömbe'de bir partinin belediye başkan adayının seçim kampanyası için bastırmış olduğu ilanı, ben burada Gömbe'de göremiyorum da, "Uykusuz" mizah dergisini okuyanlardan duyuyorum. Şimdi bu olacak şey mi? Ve elbette hemen kampanyasına katkı babında, sizlerle paylaşmak istiyorum.
"SEÇİM BİLDİRGESİ
GÖMBE BELDESİ - BELEDİYE BAŞKAN ADAYI
Kaş ilçesi Çukurbağ köyü doğumlu olup orta tahsilimi Kaş orta okulunda, Lise tahsilimi ise farklı toplumların kültürünü merak ederek incelemek hemde değişik oğretmenlerden farklı ders verme biçimlerinden faydalanarak kültürümü arttırmak amacı ile 4 ayrı lise den sırası ile Elmalı Lisesi, Fethiye Lisesi, Manavgat lisesi, en son Korkuteli lisesini okuyarak tamamladım.
Eeee herkes gibi Gömbe de bu telaştan nasibini almış durumda. Gömbe'de bir partinin belediye başkan adayının seçim kampanyası için bastırmış olduğu ilanı, ben burada Gömbe'de göremiyorum da, "Uykusuz" mizah dergisini okuyanlardan duyuyorum. Şimdi bu olacak şey mi? Ve elbette hemen kampanyasına katkı babında, sizlerle paylaşmak istiyorum.
"SEÇİM BİLDİRGESİ
GÖMBE BELDESİ - BELEDİYE BAŞKAN ADAYI
Kaş ilçesi Çukurbağ köyü doğumlu olup orta tahsilimi Kaş orta okulunda, Lise tahsilimi ise farklı toplumların kültürünü merak ederek incelemek hemde değişik oğretmenlerden farklı ders verme biçimlerinden faydalanarak kültürümü arttırmak amacı ile 4 ayrı lise den sırası ile Elmalı Lisesi, Fethiye Lisesi, Manavgat lisesi, en son Korkuteli lisesini okuyarak tamamladım.
19 Mart 2009 Perşembe
GÖMBE'DEN MEKTUP VAR!
Bu sabah uyandığımda, hala dün gecenin rehavetini üzerimde taşıyordum. Her sene bir aylığına gittiğim geçici görevlerden birisine daha başlamıştım ne de olsa. Kaş ilçesine bağlı bir köye gelmiştim görevli olarak. Kaş ismine aldanmayın; çünkü gittiğim köyün -yani Gömbe’nin- Kaş ile uzaktan yakından bir ilgisi yok. Bugün gelen bir hastamın söylediğine göre Türkiye’nin üçüncü önemli yaylasıymış burası.
15 Mart 2009 Pazar
HAYATA!
Ağustos ayının ortalarında şaşırtıcı serinlikte bir akşam vakti, denize tepeden bakan sakin bir restoranda , korkulukların hemen kenarındaki bir masada, orta yaşı hayli geçmiş bir adam elindeki rakı kadehini denize doğru kaldırarak seslendi:
- “Can yoldaşı dostlar çekildi gittiler
Ecel çiğnedi hepsini birer birer
Yan yana oturmuştuk hayat sofrasına
Bizden bir kaç kadeh önce sızdı gittiler.” *
Cümlesi bittiğinde , yakamozdaki ışıltılara bir an için dalıp gitti. Yer yer seyrelmiş saçları, üzerine düşen ay ışığında gümüş gibi parlamaktaydı. Yaşıtlarına göre dinç görünüyorsa da , her akşam içmekten dolayı giderek büyümüş ve gerilmiş kocaman bir göbeği vardı. Ağlarını toplayıp, burnunu limana yöneltmiş olan bir balıkçı teknesinin soluk sarı ışığının, yakamozun üzerinden nazlı nazlı geçişini gözleriyle takip etti. Sanki o renk cümbüşünün gizeminde bir şeyler aramaktaymışçasına bir süre daha sessizliğini korudu.Sonra, kararlı ve gür bir sesle konuşmasına devam etti:
- Hadi bakalım… Hayata!
- “Can yoldaşı dostlar çekildi gittiler
Ecel çiğnedi hepsini birer birer
Yan yana oturmuştuk hayat sofrasına
Bizden bir kaç kadeh önce sızdı gittiler.” *
Cümlesi bittiğinde , yakamozdaki ışıltılara bir an için dalıp gitti. Yer yer seyrelmiş saçları, üzerine düşen ay ışığında gümüş gibi parlamaktaydı. Yaşıtlarına göre dinç görünüyorsa da , her akşam içmekten dolayı giderek büyümüş ve gerilmiş kocaman bir göbeği vardı. Ağlarını toplayıp, burnunu limana yöneltmiş olan bir balıkçı teknesinin soluk sarı ışığının, yakamozun üzerinden nazlı nazlı geçişini gözleriyle takip etti. Sanki o renk cümbüşünün gizeminde bir şeyler aramaktaymışçasına bir süre daha sessizliğini korudu.Sonra, kararlı ve gür bir sesle konuşmasına devam etti:
- Hadi bakalım… Hayata!
6 Mart 2009 Cuma
DAVETİYE
Kızımız Çaresiz ile ( Ölen kızımızın kardeşi),
Oğlumuz Midesiz' in ( Ölen kızımızın kocası; ondan iyisini mi bulacağız?)
Düğün törenlerinde sizleri de aramızda görmekten mutluluk duyacağız.
Kına Gecesi: 13 Mart 2009
Ölen kızımızın, karnındaki bebeği iyice büyümüş haliyle son kez bize çay içmeye geldiği evimiz.( Bütün akrabalar ve siz sevdiklerimizle birlikte kıçlarımıza kına yakacağız.)
Düğün: 14 Mart 2009 (Merhum öleli bir yılı geçti. Yeterince bekledik sanırız! )
Dandirik Düğün Salonu ( Ölen kızımızın düğününde ses düzenini pek beğenmemiştik. Bu yüzden de yeterince oynayamamıştık. Bu sefer bütün kurtlarımızı dökelim dedik.)
Allahbelamızıversin Ailesi
( Ohh bu kızı da ablasının eski evine gelin verdik; masraftan kurtulduk. Dünürlerimiz de çok iyi zaten. Daha ne isteriz ki? )
Beşparaetmeyiz Ailesi
( Rahmetli gelin neyse de; torundan da olduk asıl ona yanıyoruz. İnşallah bu kız hemencecik ölmez. Başka kızları da kalmadı alacak. )
Fotoğraf: www.deviantart.com
3 Mart 2009 Salı
İZ
Uçsuz bucaksız bir kum çölünde yavaş yavaş ilerledi yolculuğun..
Ayaklarının sarı kumlar üzerinde bıraktığı iz, sadık bir köpek gibi peşindeydi.
Karşına büyük tepeler çıktı. Sen, inatla yürümeye devam ettin.
Bazen sıcaktan ayakların yandı; adımların hızlandı.
Bazen de tabanların su topladı ya da belki arsız bir diken batıverdi parmağının tam köküne.
Ara sıra bir vaha kenarında yorgun ayaklarının , durgun mavinin içinde kaybolmasına izin verdin.
Bu huzur hiç bitmesin istemiştin; hatırladın mı?.
Ayaklarının sarı kumlar üzerinde bıraktığı iz, sadık bir köpek gibi peşindeydi.
Karşına büyük tepeler çıktı. Sen, inatla yürümeye devam ettin.
Bazen sıcaktan ayakların yandı; adımların hızlandı.
Bazen de tabanların su topladı ya da belki arsız bir diken batıverdi parmağının tam köküne.
Ara sıra bir vaha kenarında yorgun ayaklarının , durgun mavinin içinde kaybolmasına izin verdin.
Bu huzur hiç bitmesin istemiştin; hatırladın mı?.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)