Hızla yağan yağmurun ve karlı dağların o kesici buz soğuğunu köyün üzerine üfleyen rüzgarın hükmü sürüyor şu anda… Parke taşlarla döşeli sokaklarda hareket eden tek bir canlı bile görünmüyor. Herkes evinde ya da işinde… Sokakta olanlar da, ya bir saçak altına sığınmış ya da bir tanıdığın dükkanında , tahta bir tabureye ilişmiş, ikram edilen sıcacık çayı yudumluyor usul usul.
Bütün köy adeta terk edilmiş , kimsesiz ve yalnız . Doğanın öfkesi arttıkça daha bir sessizleşiyoruz bizler. Onun gücü karşısında uysallaşıyoruz; sinirinin geçmesini ve sokaklarımıza dönmeyi bekliyoruz sabırla…
Ağaçlar cesur… Onlar bizim gibi değil. Rüzgarla sağa sola eğilseler de, asla durdukları yerden bir adım öteye gitmiyorlar. Kafa tutuyorlar bu hoyratlığa. Kim bilir buna benzer ne rüzgarlar gördü şu heybetli çınar ? Kaç kere dalları kırıldı ama o yeni sürgünler verdi inadına? Kolay mı bunca yıllık bir çınar olmak?
Üzerimden hızla akan bulutların arasından, bir anda parlak bir gün ışığı kamaştırıyor gözlerimi. Daha sevinmeye fırsatım olmadan, kıskanç rüzgar tekrar avurtlarına doldurduğu ayazı üflüyor bulutlara doğru. Güneş yitip gidiyor… Yağmur yine pencereleri hırsla dövmeye başlıyor.
Sıcak ve güvenli bir dört duvarın arasından bile, tüm bunlar bana zaman zaman ürkütücü geldiğine göre , dışarıda kalan ve sığınacak bir yer bulamayan canlılar düşüyor birden aklıma. Yolda gelirken arabama neşeyle eşlik eden siyah beyaz renkli, kuyruğu çizgili kuş şimdi nerede acaba? Belki bir kiremit altına sığındı ya da belki o cesur çınarın koynunda. Umarım ordadır; çınar anaçtır, korur onu… Ya sürekli lokantaların karşısında gördüğüm şişman tekir? O da belki, kimseye fark ettirmeden dükkanlardan birisinin kuytusunda uyukluyordur şimdi; kim bilir?
Hızla yağan yağmurun ve karlı dağların o kesici buz soğuğunu köyün üzerine üfleyen rüzgarın hükmü sürüyor şu anda… Hepimiz sessizce bekliyoruz…
Fotoğraf: www.deviantart.com
Geçen gün yağan o şiddetli yağmurların birinde sokakta ağlayan bir kedi sesi gelmişti çok üzülmüştük oğlumla.
YanıtlaSilSevgilerimle Yeşom.
Bişi dicem... Çınarı anaç olarak tanımlaman çarptı gözüme... Birincisi, güzel bir şey olmuş gibi geldi bana bu edebi açıdan... Bir ağaca kişilik hatta bir cinsiyet biçmen... Yazının içinde böyle nüansları görmek hoşuma gittiğinden belki... İkincisi ben yazsam eril bir ağaç olarak görürdüm çınarı :) Eline sağlık Yeşimcim, ağaçlar, köy, yağmur, rüzgar, güneş, hayat güzeldi gerçekten... Bu arada sorun yaratan bağlantını göremiyorum... Ticket mı yoksa üzerime alınmalımıyım :)
YanıtlaSilNedendir bilmem; doğadaki her türlü şeyi bir şekilde kişiliğe dönüştürmek gibi bir huyum var. Bu yüzden de çınar anaç oldu gözümde. Elbette yazana göre farklılık gösterebilir. oldukça şiddetli hava şartları dışarıda hüküm sürerken bir öğle arası aklıma düşenlerdi bunlar. Beğenmene çok sevindim. Sorun yaratan bağlantı olayımı ticket değil sen çözdün. Ne kadar üzerine alınsan azdır:) Sağolasın...
YanıtlaSilNe güzel yahu, farkeden ruhuna sağlık.
YanıtlaSilBurada doğa muhteşem Engin... Fotoğrafları yayına verdim görmüşsündür. Ben sadece gördüğümü yazıyorum. Sağolasın okuduğun için...
YanıtlaSilEskiden bugüne o kadar çok fotoğraf birikti ki aslında, daha çeyreğini bile yükleyemedim web albümüme... Fotoğraflarımı ayrı bir sayfada yayınlamak fikri de çok cazip olmakla birlikte gene parçalara bölünmek istemediğimden uzak duruyorum bu düşünceden. Ama mutlaka daha farklı br formata getireceğim ileride. Yavaş yavaş:))) Tontişleri beğenmene de çok sevindim...
YanıtlaSilYeşom, Serdar Bey doğru söylüyor çünkü fotoğraflara ben de yorum yazmak istemiştim bilesin:))
YanıtlaSilHımmmm bu durumda bir şeyler düşünmem gerekecek sanırım. Hele bir şu siteyi toparlayayım da:) Sağolasın Özlemciğim...
YanıtlaSil