En dingin olduğum mekanlardan birisi de teknelerdir. Özellikle balık tutma amaçlı olarak teknedeysem keyfime diyecek yoktur. Öyle beyaz bikinili Banu Alkan misali yat direğine yaslanmaktan hiç hazzetmem çünkü. Salaşlığın en keyifli halidir benim için tekneler. Sadece dikkat edilmesi gereken bazı kurallar vardır:
- Mutlaka güneş ışınlarından koruyucu losyon sürülmelidir. Şapka ve gözlük ile bu koruma desteklenmelidir.
- İzli yanmamak için mümkün olduğunca kapalı giyinmek iyi olur.
- Saatlerce tahtanın üzerinde oturmaktan poponuz ağrıyacağı için havlu ya da ince bir minder bulundurmakta fayda var.
- Eğer gece teknenin güvertesinde yatacaksanız mutlaka tente altında uyumayı tercih edin. Sivrisinek kovucu losyon almadıysanız çok yazık size…
- Amaç balık tutmaksa ve sizden başka kimsenin oltasında bir hareket yoksa, “Sakın hava atar tarzda konuşmalar yapmayın” demeyeceğim elbette. Komik olmayın arkadaşlar! Böyle fırsat kaçar mı hiç?
- Sıcak yaz günlerindeyseniz tuvaletle ilgili bir sıkıntı yoktur elbette; deniz ne güne duruyor? Ama serin günlerse kadınlar ya fazla sıvı almasınlar ya da balığa çıkmasınlar. Gerçekten de sıkıntı verici bir durum; hiç birimizin başına gelmez umarım. Erkeklere rüzgar faktörünü hatırlatmama sanırım gerek yoktur…
- Deniz tutması olasılığına karşı mutlaka yanınızda bir ilaç olsun. Özellikle gece balık avlayacaksanız içmeden sarhoş olmanız kuvvetle muhtemel…
- Balık tutulduktan sonra deniz suyunda temizlenip eğri bir tavada kızartılıp ekmek arası domates ve soğanla katık edip yemek adettendir. Sakın mızmızlık yapmayın!
- Oltayı denizden aynı tempoda ve ayaklarınızın arasında düzgünce öbeklenecek şekilde çekin. Sonra da o karışıklığın içine basayım demeyin. Eğer yedek olta yoksa sonra düğümleri açmak için oldukça uğraşmanız gerekebilir. “Acemi” damgası yiyerek sizinle dalga geçilmesi de cabası elbette!
- Balık tutarken birbirinize anlatacağınız balık tutma anıları biriktirin; yoksa da uydurun mutlaka. Eeee ne de olsa uydurmak da bu işin raconlarındandır. Örneğin ben bir gün balık tutuyordum. Olta daha yarıdayken bir hareket oldu. Çektiğimde kocaman bir mercanın kafası kalmıştı sadece. Yani çok daha büyük bir balık benim canım mercanımın gövdesini midesine indirivermişti. Siz şimdi buna da inanmazsınız ama gerçek.
- Tuttuğunuz her balığa bilip bilmeden atlamayın; sonra pişman olursunuz. Kimisi zehirlidir, kimisi de ısırır. Aman haaaa!
- Eğer tekne giderken kaşık olta ile belirli bir alanı tarıyorsanız, misinayı çok dikkatli tutun. Çünkü büyük bir balık oltanıza atladığında avucunuzun içinden süratle sürtünerek kayan misina yüzünden “El kebabı” haline dönüşmeniz işten bile değil.
Gördüğünüz gibi balık tutmak ciddi bir iştir. Konuyla ilgili engin bilgilerimi sizlerle paylaştığım için minnettar olduğunuzun farkındayım. Ama benim gibi sorumluluk duygusu fazlaca gelişmiş birisinden de daha farklı bir davranış beklenemezdi ne de olsa. Öyle değil mi? Haydi bakalım hepinize rast gele!
aslında her maddeden sonra sormam gereken sorular olduğunu hissettim nedense ve sende de bu soruların gayet yaşanmış cevapları olduğunu da ama sormadım işte yoksa sorsam mı :))
YanıtlaSil-Beenmaya: Sormaaaaa:)))))))))
YanıtlaSilBen de bi şey sormak istedim Yeşom; Bu havada bu yağmurda, soğukta falan balığa gitmedin değil mi?:)))
YanıtlaSil-Özlem: Yok yok gitmedim:) Sadece birden ne zamandır balığa çıkmadığım aklıma geldi. Sonrası malum:))))
YanıtlaSilbu siteye sanki daha önce geldim mi ben, tanıdık geldi ama değişmiş gibi..??
YanıtlaSilBalık tutmak dediniz de, balık tutasım geldi, gerçi mevsimi geçti de belki bir çipura, hiç olmazsa bir fangri.
:( acıktım.
Bu siteye daha önce gelmiş olmanız pek mümkün değil, çünkü daha çok yeni... Belki blogspottaki sayfamı ziyaret etmiş olabilirsiniz. Balığınız bol olsun. Teşekkür ederim...
YanıtlaSilTamam blogspot sayfanıza gelmişim, dejavu değilmiş demek olan biten.
YanıtlaSilGizem çözüldü demek ki:)
YanıtlaSil