16 Eylül 2010 Perşembe

NEREDE? BİLİYORUM...

kopyasi-p1080504-          -Yani aslında sen beni istemiyor muydun?


-          -Yok! İstememek değil ama… Baban erkek çocuk istiyordu. Sonra peş peşe iki kız doğunca bu sefer de kız olacağını düşünmüştüm.


-          -Eeee? Sonra ne oldu?


-          -Tam seni aldırmaya karar vermiş, yola koyulmuşken yolda halana rastladım.


-          -Ne dedi halam sana?


-          -Olanları anlatınca “Aman kızım çocuk aldırılır mı hiç? Kız olur da istemezseniz ben bakarım” diye kızdı bana. Ben de zaten kararsızdım; vazgeçtim hemen. Ama iyi ki de vazgeçmişim. Yoksa senin gibi bir çocuktan mahrum olacakmışım.


 


Yıllarca her doğum günümde annemden bu öyküyü anlatmasını isterdim. Her kelimesini , sorduğum her sorunun yanıtını ezbere bildiğim halde her seferinde merakla dinlerdim. Belki de şans eseri dünyaya geldiğimi unutmamak istiyordum. Ya da verilmiş bir karardan dolayı pişmanlık duyup duymadıklarının merakıydı bu… Çocuk aklımla “İyi ki doğdun” denmesi , bu yaşamda boşuna nefes almadığımın ispatıydı belki de…


 


Annem  geçen gün “Sen giderek daha sinirli bir kadın haline geldin; farkında mısın?” diye sorduğunda, aslında sadece daha rahat kendimi ifade edebildiğimi algıladım. Belki de haklıydı; eski halime göre daha farklı olduğumu ben de hissediyordum. Eskiden de şimdiki gibi – belki biraz daha saf- düşünüyor, hissediyor ama kelimelere dökmüyordum. Bu açıdan daha dürüst ve daha cesurum şimdi.