27 Kasım 2006 Pazartesi

HEPİMİZ POTANSİYEL ENGELLİYİZ

15186Geçen yaz ayağım kırılıp, koltuk değneği kullanmam gerektiğinde , hayatımda ilk defa, daha önce farkında olmadığım bazı zorluklar yaşamaya başladım…Örneğin, kaldırımların ne kadar yüksek olduğunu gördüm.. Tuvaletlerin, ne kadar uzakta ve uygunsuz olduğunu… Toplu taşıma araçlarına inip binmenin ise neredeyse imkansız olduğunu… Bu , sadece ortopedik problemlerle ilgili olanlardı…Karşıdan karşıya geçişler, alışveriş merkezleri, apartmanlar, restoranlar, oteller,kısacası hiçbir yer , bu tip problemler yaşayan insanlar düşünülerek tasarlanmamıştı ne yazık ki…

Bu dönemde, hep şunu düşündüm.. Bu süreç benim için sadece 1 ay ile sınırlıydı…Peki bunu ömür boyu yaşayacak olanlara ne olacak???

21 Kasım 2006 Salı

ÇOK GEÇ OLMADAN

14479" Hacca gideceğim... Helalleşmeye geldim " dedi... Yüzüne baktım dikkatlice.. Eskiden muayene ettiğim hastalardan birisiydi mutlaka; çünkü yüzü tanıdık geldi bana... Ama tam olarak da çıkaramamıştım. Yaklaşık 50 -55 yaşlarındaydı.. Esmer ve parlak bir cildi, geniş yanakları vardı.. Başörtüsü, onu , olduğundan biraz daha yaşlı gösteriyordu.. Yanında da kocası olduğunu tahmin ettiğim bir adamla beraber, sağlık ocağının koridorunda beni bekliyorlardı. Boş bir muayene odasına buyur ettim onları... Oturdular...

Kadın anlatmaya başladı: "Bugün yaşıyorsam eğer, bunu sana borçluyum!"...

16 Kasım 2006 Perşembe

AAA! DOKTOR HASTA OLUR MU HİÇ?

13852Son zamanlarda, seri halde hastalandığım ve bir türlü iyileşemediğim için , en sık duyduğum ve gıcık olduğum cümlelerden birisidir bu... Ne zaman hasta olsam , çevremde birileri (artık yakın çevremdekileri paraladığım için öyle diyemiyorlar) bana en tuhaf bakışlarını fırlatarak suratlarında “ aman bu da neler söylüyor ” ifadesiyle bu cümleyi hunharca sarfediyorlar:))) Doktor hasta olur mu ?

AAAA niye olmasın ki???? ” diye avazım çıktığı kadar bağırmak istiyorum.. Ama ne yapıyorum: elimde bir mendil,silmekten kızarmış burnum ve yaşarmış gözlerimle , karşımdakine bakakalıyorum... Kendimi beceriksiz hissediyorum hasta bir doktor :)) olduğum için!!… Bu nasıl bir hatadır?… 14 senedir doktorluk yapan ben, nasıl olur da hasta olurum???… Bu ne razalet:)) Allah Allahhh,neredeyse hasta oldum diye suçluluk duymamı sağlayacaklar… İşe bak :))

6 Kasım 2006 Pazartesi

AŞKA TÖVBE!

12549Artık şu konuda hepimiz hemfikiriz sanırım: Biz, eski Yeşilçam filmlerini seviyoruz… Kah gülüyoruz, kah dalga geçiyoruz… Ama seyretmekten de geri kalmıyoruz… Bunu, aramızdaki sohbetlerden ya da burada yazılan bloglardan da kolaylıkla anlayabiliriz... Yani bu, benim üstün!! anlama yeteneğimle ilgili bir saptama değil:)

Kalabalık bir aile şeklinde yaşanan konaklarda, aşçısı, şoförü, bahçevanı maaile, “ beni baştan yarat ” ekibi olarak zavallı köylü kızdan, bir hanımefendi çıkartırlar... Bu senaryoyu hep bilirim.. Ama her seferinde de aynı heyecanla seyrederim (Biraz da saflık var serde tabii…) ..“ Güzel olduğunuz kadar küstahsınız da!! !” ya da “ Öylesine mesudum ki!! ” benim gündelik hayatta da sık kullandığım Yeşilçamdan yürütülmüş repliklerdir. Özellikle yağmur yağan bir haftasonu (mümkünse Pazar), bir bardak çay ve kanepede dizlerimin üzerinde bir battaniyeyle (babaanneler gibi), güzel bir Türk filmi seyretmek, benim için en büyük keyiflerden birisidir….

3 Kasım 2006 Cuma

SEL YATAĞINDA UYUYAN ÇOCUK

12179Bugün gazetelerde gördüğüm bu fotoğraf burnumun direğini sızlattı.

Batman'da... Henüz iki yaşında-imiş....

Çamura bulanmış vücuduna baktım.. Küçücük ayaklarına... Sıyırılan kazağından görünen karnına...

Amcasının kucağında... Amca kucağı "güven" demektir değil mi???

Güvende değil artık... Çünkü yaşam onun için bitti artık. (Onunla beraber şu anda 41 kişi için de...)

Babası daha "güvende!!!" olsun diye amcasının evine götürmüştü onu...

KIRMIZI IŞIKTA İNSAN MANZARALARI

12213Cuma ,akşamüstü, iş çıkışı...

Antalya’da yine yağmur yağmakta... Daha ne kadar su var gökyüzünde bilmiyorum. Bana ,sanki ,artık dibine gelmişizdir gibi geliyor...

Hava kararmaya başladı. Kış saati uygulamasından nefret ediyorum!!!

Kırmızı ışıkta bekliyorum. Silecekler yavaşta çalışıyor. Camlar buğulanmaya başladı. Yerler ıslandığında, asfaltta arabaların ve sokak lambalarının ışık oyunlarını seyretmekten oldum olası hoşlanırım. Ben, böyle ışıkları seyrediyor ve radyoda hoş bir tango bana eşlik ediyorkennnnn...