3 Mart 2009 Salı

İZ

trail_in_the_sand_by_olaftheredUçsuz bucaksız bir kum çölünde yavaş yavaş ilerledi yolculuğun..
Ayaklarının sarı kumlar üzerinde bıraktığı iz, sadık bir köpek gibi peşindeydi.
Karşına büyük tepeler çıktı. Sen, inatla yürümeye devam ettin.
Bazen sıcaktan ayakların yandı; adımların hızlandı.
Bazen de tabanların su topladı ya da belki arsız bir diken batıverdi parmağının tam köküne.
Ara sıra bir vaha kenarında yorgun ayaklarının , durgun mavinin içinde kaybolmasına izin verdin.
Bu huzur hiç bitmesin istemiştin; hatırladın mı?.

Ama yoldu bu işte… Devam etmeliydin!
Başka yolcularla karşılaştın. Onların öyküleri de başkaydı; tıpkı kendileri gibi...
Kimisi daha yeni çıkmıştı yolcuğuna. Bilmiyordu önüne çıkacak engelleri, haşin kum fırtınalarını.
Kimisi yorgundu; hem de çok yorgun. Artık bitsin istiyordu bu serüven. Ne tepenin arkasındaki mutlu kent efsanesini keşfetmek istiyordu, ne de ertesi sabah tüm gökyüzünü kızıla boyayacak olan o muhteşem gün doğumunu izlemek.

Gün geceye dönerken ve sen ufukta dalga dalga bir hayal olmaya yüz tutmuşken…
Şiddetli bir rüzgar esti aniden ve o kum çölünü birbirine katıverdi peşin sıra.
Haykırdın… Ama sesini duyan olmadı.
Tekrar haykırdın. Ağzına dolan kum taneleri ,sana susman gerektiğini anlatır gibiydi.
Sustun…

Ve ertesi sabah, güneşin doğuşuyla her şey eskisi gibiydi…
Aynı güneş, aynı sarı kumlar ve aynı sessizlik.
İnsanlar… Dünden kalan, yolculuğu henüz bugün başlayan, yarını bilinmeyen…
Sadece…
Sadece senin ayak izlerin o kumların üzerinde görünmüyordu artık.
Sanki… Sen hiç oradan geçmemişsin gibi…
Sanki… Sen hiç orada olmamışsın gibi…
Senden hiçbir iz kalmamıştı…
Hiçbir iz…
Ama yolculuk sürüyordu…

 

 

Fotoğraf: www.deviantart.com

9 yorum:

  1. satırların arasında gezinirken önce hayat gibi dedim. biraz daha ilerleyince içimde var olan ama birbirini anlamayan benler gibi dedim. sonuna geldiğimde sen iz dedin, ben ölüm dedim. karamsarlıktan değil ama çöldeki kumlar gibi dalgalandım ve karıştım yalnızca. anlayacağın İz'in izi kaldı arkada.. sevgiler..

    YanıtlaSil
  2. "Gün geceye dönerken ve sen ufukta dalga dalga bir hayal olmaya yüz tutmuşken…"

    Güzel imgelerle dolu bir yazı Yeşim, yüreğine sağlık...

    YanıtlaSil
  3. İşt o rüzgardır beklenmedik bir anda her şeyi altüst eden.

    YanıtlaSil
  4. Ve o rüzgarın ne zaman çıkacağını bilememek ve hiçbir zaman hazırlıklı olamamak... Çok sağol Özlemciğim...

    YanıtlaSil
  5. "Suya yazı yazmak" gibi... Zaman ilerleyip de yaşamla ilgili algılarımız açıldığında, eskiden fark etmediklerimiz birer birer gün yüzüne çıkıyor değil mi? Çok sağol sevgili Biraz...

    YanıtlaSil
  6. Beğenmene çok sevindim Serdarcığım.Bir kaç kere yazdım sildim ama sanırım sonunda istediğim gibi bir yazı oldu benim için de. Çok sağol...

    YanıtlaSil
  7. Aslına bakarsan yazarken ben de tuhaf bir ruh haline büründüm sevgili Nily. Bazen yazdıklarımın o kadar içine giriyorum ki , duygularım birbirine karışıyor. Bu karmaşayla mı uğraşayım yoksa yazıyı mı bitireyim bilemiyorum. Çok sağol...

    YanıtlaSil
  8. söyleyecek sözüm çok da söyleyip de güzelliğini bozmak istemiyorum bu kelimelerin...ben de bıraktığı ize, bende bıraktığı izle devam etmek istiyorum ben düşündürücü keyfini...

    bu arada sayfan her girdiğimde çok daha güzel oluyor çok...

    YanıtlaSil
  9. Senin söyleyeceğin söz, olsa olsa yazımı daha da besler büyütür Özlem can. Ayak izlerimizin bizden sonra da bir süre daha dayanmasının yolu biraz da sözlerden geçiyor bence. Sayfam konusunda da sağolsun Serdar'la sürekli mesai halindeyiz:) Önerilerini bekliyorum. Öptüm seni...

    YanıtlaSil