22 Nisan 2009 Çarşamba

SAĞLIKLI ÇOCUK, SAĞLIKLI TOPLUM

adsizÇocuk olmak çok güzel değil mi? Zaman zaman hepimiz çocukluk günlerimize dönmeyi istiyoruz. Yaşamın omuzlarımıza yüklediği o kocaman, içi sorumluluklarla dolu çuvalı sırtımızdan attığımız gibi çayırlarda nefes nefese koşturabilmeyi belki de... Gün geceye dönene kadar bisiklete binmeyi, burnumuz güneşin yakıcılığıyla soyuluncaya kadar kumdan kaleler yapmayı, akşam üstleri nefis kokan kızarmış patatesin başına çöreklenip bir solukta hepsini bitirmeyi kim özlemez ki?

Mutlu ve huzurlu geçen bir çocukluk dönemi, insanı yetişkinliğe taşıyan en sağlam köprülerden birisidir aslında. Bedenen ve ruhen sağlıklı yetişmiş insanlardan oluşacak toplum da buna paralel bir gelişim gösterecektir elbette.

Sağlık bir haktır. Bir insanın ana rahmine düştüğü andan, bebekliğine, çocukluk ve yetişkinliğine kadar sağlık hizmetlerinden ırk, din ve dil farkı gözetmeksizin yararlanması gerekmektedir. Herhangi bir sağlık sorunuyla doğan çocuklar daha özel bir ilgi ve bakım görmelidir.

Bu konuda yüz güldürü gelişmeler olması hepimiz adına mutluluk verici bir durum. Aile Planlaması yöntemlerinin ulaşılabilirliğini ve uygulanabilirliğini arttırarak istenmeyen gebeliklerin mümkün olduğunca önüne geçmek amaçlanmaktadır. Kişilerin istedikleri zaman ve istedikleri sayıda çocuk sahibi olabilmeyi öğrenmeleri ve uygulamaları hem toplum sağlığı hem de ülke ekonomisi açısından son derece önem taşımaktadır.

Gebelik sırasındaki kontroller, yeni doğan tetanozuna karşı gebenin bağışıklanması, sağlıklı beslenme, evde yapılan doğumları engelleme, demir ve vitamin desteği gibi birinci basamak sağlık hizmetleriyle hem anne hem de bebek ölümleri azalmaya başlamıştır. Genetik hastalık tarama programlarıyla da doğuşsal bir takım hastalıklara zamanında müdahale edilebilmektedir.

Ülkemizde sistematik bir şekilde uygulanan bağışıklama kampanyaları sayesinde, aşı ile önlenebilir hastalıklar ve buna bağlı ölümlerde belirgin bir azalma göze çarpmaktadır. Benim gibi kırklı yaşlarını sürenlerin kollarındaki çiçek aşısının o sevimsiz izi, çiçek hastalığıyla birlikte tarihe karıştı gitti ne iyi ki...

Bebeklerin yaşamının ilk altı ayında sadece anne sütü ile beslenmesinin önemi her platformda vurgulanmaktadır. "Bebek Dostu Sağlık Kuruluşu" kavramı kapsamında anne ve bebek sağlığı açısından koruyucu politikalar geliştirilmektedir. Bebeklerin doğum öncesi, doğum  sırasında ve beş yaşına kadar süren periyodik bakımlarıyla, beslenme bozuklukları ve gelişimi engelleyecek her türlü problemin erken tespiti mümkün olmaktadır.

Ben, birinci basamak sağlık hizmeti veren bir hekim olarak, çocukları korumaya ve hasta olmalarını engellemeye yönelik her türlü çalışmada bir emeğim olmasından ötürü gurur duyuyorum. Evet... Çocuk olmak güzel bir şey... Ama inanın çocukların sağlıklı ve mutlu bir hayat sürmeleri için çaba harcamak da en az onun kadar güzel!

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramımız Kutlu Olsun!

4 yorum:

  1. Yeşim'ciğim o kadar haklısın ki. Sen bir de konuyu hekim gözünle gördüğün ve çocukların sağlık sorunlarının içinde olduğun için çocuklarımızn sağlık sorunlarının öneminin hepimizden çok farkındasındır.
    Sağlıklı toplumlar, akıl ve beden sağlıklı çocuklar yetiştirmekle oluşur.
    Kalemine sağlık.
    Sevgilerimle...

    YanıtlaSil
  2. Elbette ki daha yapılacak çok iş var. Ama yine de eskiye göre anne ve bebek ölümlerindeki azalma harcanan çabaların bouna olmadığının göstergesi. Sağlıklı büyüyen çocuklar, sağlıklı bir toplumun yapı taşları olacaktır. Sağolasın Özlemciğim...

    YanıtlaSil
  3. sabah haberlerinde 'Doğu'daki bir çocuğun 23 Nisan'da kafasına dipçik yediği sahnelerin yarattığı kasvet, karamsarlık bulutunun içerisinde yazınız gözyaşlarımız için mendil oldu sağolun.

    YanıtlaSil
  4. Bahsettiğiniz görüntüleri ben de dehşet içinde izledim ne yazık ki... Hiç bir çocuk -hele de devlet için hizmet veren görevlilerce- böyle bir zulüm göremez; görmemeli!Eğer bir suçu varsa yasal yollarla onu doğru tarafa çekmek ve ıslah etmek en doğrusudur. Eğer böyle davranılırsa, bu çocuğun içindeki devlete karşı büyüyen öfkenin karşısında elimiz kolumuz bağlı kalır. Teşekkürler Nadir Bey...

    YanıtlaSil