
Hava soğuktu… Hem de çok soğuk. Kulakları sızlıyordu. Başındaki kenarları sökük gri el örgüsü beresini düzeltti. Ana caddenin hemen arkasındaki bu yalnız sokakta , terkedilmiş bir iş hanının sundurmasının altında ayakta duruyordu. İçinde, topladığı gazeteleri yaktığı yağ tenekesinin başına çömeldi. Parmak uçları morarmış kaba ellerini aleve doğru uzattı. Sonra ellerini ağzına götürüp hohlayarak birbirine sürttü.
Zenginlerin oturduğu semtlerden birisinin çöp kutusunda oldukça yeni durumda bulduğu ayakkabılarına baktı. Nasıl olup da bu kadar yeni bir ayakkabının atılmış olduğuna şaşırmıştı ama sevinmişti de… Ne yazık ki artık sağ tekinin tabanı su almaya başlamıştı ve acilen yeni bir ayakkabı bulması gerekiyordu.