Bundan tam 1 sene önce, dostlarımız Şule ve Bülent’in düğünlerine katılmak üzere güle oynaya İzmir’deydik. Geçen haftasonu ise onlardan birisini, Bilişko’yu toprağa vermek üzere … 12 Mayıs Cumartesi sabahı, öleceği güne uyandığını bilmeyen sevgili Bülent… Ne yazacağımı ya da nasıl yazacağımı bilemesem de , kurduğum bütün cümleleri defalarca yazıp, silip, tekrar yazsam da , daha evime geleli 2 saat olmuşken kendimi bunları yazar buldum…İçimdeki isyanı ve öfkeyi boşaltmanın başka yolu kalmadı benim için; çünkü gözyaşlarım kurudu , beynim uyuştu artık!Şule ve Bülent… Yaklaşık 15 sene öncesine dayanan dostlukları, ikisi de başkalarıyla evlenip ayrıldıktan sonra, aşka dönüşmüş iki insan. Bülent’i , Şule aracılığıyla tanımış ama kısa sürede çok şey paylaşmıştık. Bülent, Kocaeli’de yaşıyordu, Şule ise Antalya’da…Her ikisi de birbirlerinin yanında iş bulamamışlardı 1 senedir. Geçtiğimiz haftasonu artık Kocaeli’de ev ve okul bakmaya başlamışlardı. Bütün planlarının altüst olacağını nereden bileceklerdi ki?
Hemen valizimi hazırlayıp yola koyulmalıyım. Bu, öncekilere benzemeyecek bir yolculuk olacak. O yüzden de valizimi hazırlarken daha dikkatli olmalıyım. Gereksiz ve bana ağırlık yapacak anlamsız şeyleri her zaman olduğu gibi tıkıştırmamalıyım. Örneğin, yanıma korkularımı almama gerek yok. Gideceğim yerde onlara ihtiyacım olmayacak çünkü. Üstelik hatırlayamayacağım kadar uzun süredir benimle birlikteler;
Yüreğimin bir parçasını da söküp götürdün. Hayatımda beni kayıtsız şartsız seven ender insanlardan birisi de sensin. Bana bu kadar yürekten sarılan, bütün ruhuyla gülümseyen, dupduru bakışlarınla, sen! Senden önce bir kere daha aynı duyguları yaşamıştım; ancak bu kadar da farkında değildim. Ne de olsa üzerinden 15-20 sene geçti. Ayrıca ben daha gençtim o zamanlar, aklım beş karış havadaydı. Sen , olgunluk zamanıma denk geldin.