5 Mayıs 2007 Cumartesi

SEN GİDERKEN

39300Yüreğimin bir parçasını da söküp götürdün. Hayatımda beni kayıtsız şartsız seven ender insanlardan birisi de sensin. Bana bu kadar yürekten sarılan, bütün ruhuyla gülümseyen, dupduru bakışlarınla, sen! Senden önce bir kere daha aynı duyguları yaşamıştım; ancak bu kadar da farkında değildim. Ne de olsa üzerinden 15-20 sene geçti. Ayrıca ben daha gençtim o zamanlar, aklım beş karış havadaydı. Sen , olgunluk zamanıma denk geldin.

Arabamın arka koltuğundan bana doğru uzandın. Az önce bana vermiş olduğun papatya saçlarımda takılıydı. Burnunu burnuma sürttün, sonra da minicik bir öpücük kondurdun yanağıma. İkimizin de gözleri dolu doluydu… Ağladığımı görmemen için başımı çevirip sesimde neşeli bir ton yaratmaya çalışarak vedalaştım seninle. Yüzün asıldı. İkimiz de ayrılmayı istemiyorduk çünkü. Olması gereken ise şimdilik buydu. Sonra… Sonra , annen seni kucağına aldı ve arabadan indiniz. Minicik elini kaldırıp bana el salladın ben giderken. “Hoşça kal bebeğim!” diye seslendim sana bütün yüreğimle… ”Hoşça kal!”… Şu 1 hafta ne de çabuk geçti. Daha oynayacak ne çok oyun, seyredecek ne çok çizgi film vardı oysa ki. 1 yıldır annen ve babanla birlikte yurtdışında olduğun için seni çok özlemiştim; yetmedi işte! Hoş, seni özlemediğim bir zaman var mı ki? Gitme!

İlk doğduğun gün, dün gibi aklımda. Hastanede annenin kucağında, kafanda aşçı yamağı gibi komik bir şapkayla yatıyordun. Hem ağlamış hem de gülmüştüm o anda… Sen, ablamdan bir parçaydın önceleri. İlk bezini ben aldım altından. Biberonla ilk mamanı ben yedirdim korka korka. Mis kokulu losyonlarla masaj yapardım minicik ayaklarına. Sonra göğsüme yaslayıp şarkı söylerdim sana. Huysuzlandığın zamanlarda, iki kaşının arasını minicik okşardım, aynı ilk aşkıma yaptığım gibi. ( İlk aşkım da Barış Ağabeyin. Anlamışsındır sanırım) Senden ilk kez ayrılırken çok ağlamıştım. Aynı bu akşam ayrılırkenki gibi. Bundan tam 4, 5 sene önceydi…

Aylar sonraki ikinci karşılaşmamızda, bütün aileye verdiğin tepki ile bana davranışların çok farklıydı. Hemen kucağıma gelmek istemiştin. Annen ve baban çok şaşırmışlardı. Gidene kadar da her zaman beni yanında istemiştin. Birlikte uyuyor, birlikte oynuyorduk. Bana baktığın ve gülümsediğin anlarda yüreğim titriyordu, hala da öyle… Hatta bana “İngiliz Dadı” diye takılıyorlardı. Beraber olduğumuz her zaman sana daha çok bağlanıyor, ayrıldığımda yokluğunu daha derin hissediyordum. Paylaşımlarımız arttıkça , sana olan sevgim giderek büyüdü, büyüdü, kocaman oldu.

Bütün gün işten dönüşümü balkondan bekleyip, gördüğün her kırmızı arabada “İşte Yişim geliyor!” diye bağırdığını anlatmaya başladılar sonraları. Bana hiç “Teyze” demedin bugüne kadar. Ben de ısrar etmedim hiçbir zaman . Konuşmaya başladığın ilk zamanlar “Şişim” dim. Sonra “Yişim” oldum. Artık adımı düzgün söylemeyi biliyorsun; ne de olsa büyüdün. 4, 5 yaşında olanlar teyzelerinin adını doğru söylerler, bir de öğle uykusuna yatmazlar değil mi İdil’ciğim? Barış Ağabeyin de “Bişi” derdi bana küçükken. Şimdi 20 yaşında kocaman delikanlı oldu, ara sıra gene böyle seslenir bana!

Zaman o kadar hızla geçiyor ki. Küçükken zaman geçmez, bilirim. Hiç büyümeyecekmişsin gibi gelir insana. Bizler içinse durum aynı değil. Şarkıda da dediği gibi “Öyle bir geçer zaman ki!” Senin , gözlerimizin önünde giderek büyüdüğünü keyif içinde izliyorum. Seni dondurma yerken izlemeyi, çizgi film seyrederkenki heyecanını, saçlarını acıtmadan taramayı, uyumak üzereyken yanağımı okşamanı, uyandığındaki huysuz halini , İngilizce/ Türkçe karışık konuşmalarını çok seviyorum. Ama en çok neyi seviyorum biliyor musun? Kapıda beni gördüğünde, yüzünde kocaman bir gülümsemeyle bana koşup , kucağıma atlaman var ya! Sanırım yaşamdaki en büyük aşk bu işte!

Benim çocuğum olmadı tatlım; bu gidişle olacağını da sanmıyorum. Ama olsaydı, herhalde ancak sen ve Barış kadar severdim diye düşünüyorum. Zaten daha fazlasını da yüreğim kaldırmaz sanırım… “Teyze anne yarısıdır” derler, ama sizler benim için çok daha fazlasısınız. Bunu anlatmak için kelimeler yetmiyor.

Hoşça kal bebeğim! Anneni üzme olur mu? En kısa zamanda yine görüşeceğiz. Yolun ve bahtın hep açık olsun !

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder