28 Nisan 2007 Cumartesi

ZEYTİNTAŞI MAĞARASI

37776Çubuk makarnaya ya da kıvrımlı bir perdeye benzeyen sarkıt gördünüz mü hiç? Zeytintaşı Mağarası’na gitmediyseniz cevabınız “hayır” olacaktır. Çünkü uzmanların araştırmalarına göre, bu sarkıt yapısı başka hiçbir mağarada bulunmamakta. Güzel bir hafta sonu gezisi için Antalya’nın bir ilçesi olan Serik’teydik bugün. Zeytintaşı Mağarası, Serik ilçe merkezine 16 km uzaklıkta, adını aldığı Zeytintaşı tepesinde bulunuyor. 1997 yılında, taş ocağı açılması için başlatılan çalışmalarda tesadüfen bulunmuş. 8 milyon yaşında olduğu ve oluşumunun devam ettiği tespit edilmiş. 14 m. uzunluğunda ve çift katlı olan mağarada, ziyaretçilere sadece üst kat gösterilmekte. Alt katta çalışmalar devam etmekteymiş.

İçeriye hiçbir şekilde fotoğraf makinesi ve kamera alınmıyor. Flaşların mağara yüzeyine zarar verdiğini bildiğimiz için tripotlarımızı da almıştık ama ne yazık ki çekim yapamadık. Görevli, önce mağarayı gezerken dikkat etmemiz gereken noktaları anlattı. Mağara duvarlarının kararmaması için mağaranın kapısı sürekli kapalı tutuluyormuş. Hiçbir şekilde duvarlara dokunmamamız istendi. Ciltteki yağ ve nem de gene aynı etkiyi yapıyormuş. İçeri girdiğimizde serin bir hava yüzümüze çarptı. Görevli, bir yandan bilgi veriyor, bir yandan da büyük bir dikkatle bizi gözlüyordu. Tabii bunun sebebini bir süre sonra kendi gözlerimizle gördük. Ziyaretçiler, milyon yıllık sarkıtları, bazen bilmeyerek sadece dokunmak isterken, bazen de yanlarında götürmek amacıyla kırmışlardı. Haliyle adamcağız da büyük bir titizlikle işini yapmaya gayret ediyordu.

Mağaranın içinde ilerlerken, başka mağaralarda göremeyeceğimizi söylediği, çubuk makarnaya benzeyen sarkıtlar gördük. Alttan baktığımızda içlerinin boş olduğu ve buradan suların damladığı farkediliyordu. Bütün tavan onlarla doluydu. Sonra, bakmamızı istediği yere bakışlarımı çevirdiğimde hayretler içinde kaldım. Karşımda ucu dantelli, beyaz, kıvrımlı bir perde duruyordu adeta! Az ilerde de beyazdan kahverengiye kadar değişik renklerle ebruli gibi duran bir başkasını gördüm. Dantel gibi görünen bölümün, yeni oluşumlar olduğu anlatıldı. Arkasından vuran ışığı rahatlıkla geçirecek kadar da saydamdı. Fotoğraf çekemediğime bir kere daha hayıflandım. Daha önce de birkaç mağara görmüştüm, ancak bu tip sarkıtlara hiç rastlamamıştım. Zaten rastlayamazmışım da ; çünkü tüm dünyada başka hiç bir mağarada yokmuş. Bir çok sarkıtı, fil, Buda heykeli, bukalemun, el, vb. gibi şekillere benzeterek anlatıyordu rehberimiz. Sustuğu zamanlarda ise sadece tavandan, gene kireçtaşı yapısında olan zemine damlayan suyun sesini duyuyorduk. Büyülenmiş gibiydim.


Daha saatlerce orada kalıp, sarkıtları izleyebilirdim ama ne yazık ki gezimizin sonuna gelmiştik. Zeytintaşı Mağarası yavaş yavaş yurt dışında da tanınmaya başlamış, turistik tur programlarına eklenmiş. Özellikle yazın hayli ziyaretçisi oluyormuş.Ben de kendi adıma minik bir tanıtım yapmak istedim. Eğer yolunuz bir gün buralara düşerse, sözünü ettiğim dantelli perdeyi görmenizi mutlaka öneririm. Oradan dönüşte de Köprü Çayı kenarında minderlerde yayılıp, nefis bir balık yersiniz :)


Not: Ben bu mağara gezme işini de çok sevdim. Şimdi yeni hedefim Altınbeşik Mağarası!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder