3 Temmuz 2007 Salı

SÖZ UÇAR, YAZI KALIR

49998“Sevgili arkadaşım ...….. Bana kalbin gibi temiz bu sayfayı ayırdığın için sana teşekkür ederim. Hayatın sarp ve dikenli yollarında, hiçbir engele takılmadan ilerlemeni dilerim…” Bu üç cümleyi, kaç hatıra defterine yazdığımı hatırlamıyorum bile. Üstelik o zamanlar “hayatın sarp ve dikenli yolları” tanımlaması, bana ya da yazdığım arkadaşıma o kadar uzaktı ki… Hayat ne kadar zor olabilirdi zaten? Hiçbir fikrim yoktu… Ne kadar eğreti ve ne kadar bilindik… Sadece, kimin başlattığını bilmediğim bir mektup zinciri gibi; sorgulamadan, düşünmeden kurduğum cümlelerdi benim için…

Geçenlerde , eskilerimi koyduğum çekmecemi karıştırırken, hatıra defterim elime geçti. Üzerinde beyaz bir gecelik olan küçük bir kız ve mavi beyaz çizgili pijama giymiş bir erkek çocuk resmi vardı kapağında. Ayaklarında , onlara büyük gelen birer terlik olduğunu farkettim… Kızın elinde bir buket çiçek; erkek çocuğun elindeyse saksıda bir sümbül ; yanlarında da muzip bakışlı tekir bir kedi! Pembe kareli sayfaları olan bir defter…Biraz uçları kıvrılmış ama hala çok da eski görünmüyor. Her bir sayfanın kenarına renkli kalemlerle kenar süslemeleri yapmışım.

Öncelikle annem, babam ve kardeşlerime yer ayırmışım. Annemin titrek bir el yazısıyla yazdığı , beni ne kadar sevdiğinden bahsettiği satırları okuyorum gülümseyerek. Nasıl da naif! Sonra babamın , büyüdüğümde dürüst , erdemli ve onurlu bir insan olmamı öğütlediği cümleler çıkıyor karşıma. Belli ki her zaman yanında taşıdığı lacivert dolmakalemiyle yazmış.Gözlerim doluyor… “ Senin istediğin gibi bir insan olmaya çalışıyorum babacığım! ” diye düşünüyorum. Dikkatlice katlanmış bir kağıt buluyorum tam da o sayfada… Babam ölmeden önce , son doğum gününde yazdığım, yine kenarları süslü bir şiir… “Bunu da onun diğer eşyalarının yanına mı koymalıyım? “diye düşünüyorum. Sonra bu fikirden vazgeçip, tekrar özenle katlayıp, bulduğum yerde kalmasına karar vererek sayfayı çeviriyorum usulca…En büyük ablam, artık genç kız olduğu için , çok romantik cümleler kurmuş. “İleride aşık olacaksın, bulutların üstünde uçacaksın” türünden. Özellikle de elinde kırmızı gül tutan genç kız resmi olan bir sayfaya yazmış... Ahh ablacığım, o da yaşadıkça gördü, yaşamın hiç de beklediği, hayal ettiği gibi olmadığını. Diğer ablam ise aşksız meşksiz , hayatta daima mutlu ve başarılı olmamı dileyerek, bir mani ile son vermiş sözlerine : “Ben haaa! Seni haa! Unutmak haaa! Aslaaa!” Küçük kardeşim, yazmayı yeni öğrendiği için, kargacık burgacık yazısıyla yaptığı yaramazlıklar için özür dilemiş ve komik bir de hayalet resmi iliştirmiş sayfanın alt köşesine… Çok şirin…

Sonra sıra sınıf arkadaşlarıma gelmiş. Çok sevdiklerimin yanına daha fazla çiçek, kelebek resmi çizmişim. Hemen hemen hepsi de benim , hayatın sarp ve dikenli yollarından kolayca geçmemi dilemişler. Henüz ilkokula giden çocukların, hayatla ilgili , boylarından büyük cümleler kurmaları ne kadar da tuhaf aslına bakarsanız! Hepsi hayatımda başarılar dilemiş, kimileri çirkin olan yazılarından ötürü özür dilemişler. Arkadaşlığımızın bir ömür boyu sürmesi dileklerini belirtip, bir hatıra defteri klasiği haline gelen manilerle yazılarına son vermişler…

“Sepet sepet yumurta
Sakın beni unutma
Unutursan küserim
Gözlerinden öperim…”

“Ördek suya dal da gel
Yeşim’i al de gel
Eğer gelmezse
Resmini çal da gel…”

“Hayat bir gemi
Yoktur yelkeni
Unutma beni
Unutmam seni…”

“Dünya hoştur
Gerisi boştur
Elinde dizgin
Koştur Yeşim koştur…”

Yaşamımızın dizginleri dilerim hep elimizde olur…Haaa bu arada! Hayatın sarp ve dikenli yollarına da dikkat edin! Benden söylemesi:)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder