25 Kasım 2007 Pazar

BAŞKA DÜNYANIN İNSANLARI

77646Kapının önünde bir anda beliriverdi. Dış kapıdan ne zaman girdiğini anlamamıştım bile. Üzerinde soluk yeşil bir parka, kafasında yeşilli kahverengili, el örgüsü bir bere vardı. Yaklaşık 50 yaşlarındaydı. Koyu buğday tenli ve siyah fırça bıyıklıydı. Kafasını, odadan içeri doğru uzatmasıyla, yüzüne kocaman bir gülümseme yayıldı bir anda. Davudi bir sesle, bir türkü söylemeye başladı. Bir anda şaşkına dönmüştüm. Türkü söylerken, yüzündeki gülümseme bir an için bile olsa kaybolmamıştı. Bir kaç dörtlük söyledikten sonra, odaya doğru bir adım atarak içeri girdi. Gözlerini gözlerime dikerek konuşmaya başladı:

- Hocam , iyi günler…

- Sana da iyi günler. Hoş geldin! Hayırdır, hasta mısın?

- Yok! Sadece ……… iğnesi yaptırmaya geldim.

- Hımmm… Dur bakalım önce bir hemşire hanımdan ne rahatsızlığın olduğunu öğreneyim.

Adı Erhan… 49 yaşındaymış. Yıllardır şizofrenmiş. Sağlık Ocağı’na gelip, 15 günde bir, şikayetlerini rahatlatıcı ve onu sakinleştirici enjeksiyonlar yaptırırmış. İlçe merkeziyle de haberleşip , yakın zamanda enjeksiyon yapılmadığından emin olunca, hemşire hanımın peşine takılarak yan odaya geçtiler. Döndüğünde , kapıdan çıkmak yerine, bekleme salonundaki sandalyelerden birisine oturarak benimle konuşmaya devam etti:

- Ben kaset yapacağım , biliyor musun?

- Hayır bilmiyordum.

- Aslında kaçakçılık da yapmak istiyorum.

- Boş ver… Kaçakçılık yapacaksın da ne olacak? Sen gene kaset yap bence!

- Niye öyle diyorsun ki? Çok iyi para var o işte!

- Olsun…

- Ben emniyet müdürünü tanıyorum, biliyor musun? Nereye istersen tayinini yaptırırım bak!

- Çok sağol Erhan!

- Bir şey değil…

Birden, yüzünde sıcak bir gülümsemeyle, aynı türküyü yeniden söylemeye başladı. Aynı yere geldiğinde de yine durdu. Sıkıntılı bir ifadeyle:

- Doktorum , benim şu babamla bir konuşsan?

- Ne konuşacağım?

- Beni eve alsa?

- Sen evde kalmıyor musun ki?

- Yok!

- Eeeee?

- Bahçede bir kulübede yatıyorum. Hava da soğudu; çok üşüyorum.

- Neden eve almıyorlar?

- Bütün camı pencereyi aşağı indirmiştim. Onlar da evden attılar beni. Bir konuşsan? Belki yumuşar da eve alırlar beni… “Pişmanmış” dersin.

Ne söyleyeceğimi bilemez bir şekilde, koyu kahverengi gözlerine bakakaldım. “Bakarız” gibilerden bir şeyler geveledim ağzımda. Gecenin ayazında, bahçedeki kulübesinde üşüyen Erhan canlandı gözümde. “Hadi eyvallah!” diyerek sırtını dönüp kapıdan çıkarken, boğazımda bir düğüm hissettim; yutkunsam da bir türlü gitmiyordu.

Ormana’ya geldiğimden beri, bu gördüğüm 5. şizofreni vakasıydı. Şizofreninin toplumda görülme sıklığı % 1 iken, burada bu oran % 3 civarında. Sebebi kesin olarak bilinmemekle birlikte kalıtımın, biyokimyasal, ruhsal, toplumsal ve çevresel etmenlerin, şizofreninin ortaya çıkışında rolü olduğu bilinmekte. Ayrıca, biyolojik yatkınlığı olan bir insanda, bir dış etmenin gerilim oluşturan etkisiyle ortaya çıktığı da söylenmekte. Anne ya da babasında şizofreni olan bir çocuğun şizofren olma olasılığı ise % 10-12 arasında. Civarda çalışan hekimlerle yaptığım görüşmelerde, onların bölgelerinde de normalin üzerinde görüldüğünden bahsettiler. Kapalı bir toplum yapısında yaşanıyor olması ve akraba evliliklerinin fazlalılığı, oranın yüksekliğini bir yere kadar açıklıyor elbette. Konu ile ilgili ise şimdiye kadar hiçbir araştırma yapılmamış.

Bunun üzerine Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi’ndeki arkadaşlarım ile bağlantı kurdum. Bu konuda nasıl bir yöntem izleyip, neler yapabileceğimizi konuştuk. Şu anda onlardan bir haber bekliyorum. Elbette böyle bir araştırma için Halk Sağlığı, Psikiyatri , hatta belki de Genetik uzmanlarından oluşacak bir ekip kurulması gerekiyor. Eğer bu araştırma sağlıklı bir şekilde yapılıp, ortaya anlamlı sonuçlar çıkarılabilir ise; en azından yeni vakaların oluşmasının önüne geçilebilir diye düşünüyorum. Bu işin peşini bırakmaya hiç niyetim yok. Eve dönsem bile, bu anlamda aklım hep burada kalacak ve gelişmeleri izleyeceğim. Umarım çabalarım bir işe yarar…

Not: Yazıda bahsettiğim hastanın adı, hasta mahremiyeti göz önünde bulundurularak “Erhan” olarak değiştirilmiştir.

Şizofreni ile ilgili merak ettikleriniz için:

http://www.sizofreni.web.tr/pap/pap_ndnd.html

http://www.sizofreni.dernegi.com/

http://www.psikiyatrist.net/sizofreni.htm

2 yorum:

  1. Bu duyarlılıkla işiniz çok zor üstat her gün böyle vakalar göreceksiniz paylaşımlar biraz azaltır yükü ama size de ağır gelmesin sakın.

    Beyaz yürekler temizliyor ülkeyi
    binlerce teşekkür siz ve sizin gibilere.

    YanıtlaSil
  2. Çok haklısınız Nadir Bey. Bu kadar duyarlılıkla bu işi yapmak gerçekten de çok zor. Yüzlerce yaşam öyküsüne tanık oldum ama gene de alışamıyorum.

    YanıtlaSil