20 Ekim 2008 Pazartesi

BAŞUCUMA KOYDUM -SON

images


8. Gün



Yoğun bir iş gününü izleyen saatlerde sakin bir akşam yemeği daha cazip geldi ; o yüzden de bugüne dair festivalle ilgili anlatacak bir konu yok ne yazık ki...
9. Gün


29 Ekim'de vizyona girecek olan "Mustafa " filminin ilk gösterimini izlemek üzere her zamanki mekanımızdayız. Gündüz saatleri olmasına karşın koltuklar tamamen dolu olduğu gibi merdivenlerde bile oturarak filmi izlemek isteyen sinema severleri görmek mümkün.
Can Dündar'ın yönetttiği filmin yapımcıları NTV ve Ko'medya... Sabancı grubunun da desteğini alan filmin, Atatürk'ün 70. Ölüm yıldönümünde seyircisiyle buluşması planlanmış. Goran Bregoviç, bu filmde müziğiyle yüreğimizin telini titretiyor adeta.
Şimdiye kadar hiç bu açıdan bakılmamış ve aktarılmamış bir lideri, ilk kez zaafları, korkuları ve tutkularıyla tanıma şansını buldum bu sayede. Özel mektupları, düzenli tuttuğu günlükleri, daha önce hiç bir yerde rastlamadığım fotoğraflarıyla çok ciddi bir araştırma yapılmış olduğu çok belliydi...

Ayrıca Atatürk'ün hayatını izlediğimiz bir çok filmdeki siyah beyaz eski görüntülerle, çağın gerekli teknolojik olanaklarıyla ortaya konulmuş yenilerin çok da yerinde bir buluşmasına izleyici olma fırsatını buluyoruz. Görsel anlamda vuruculuğun daha da artmasına sebep olan bu ışık ve renk oyunları, filmin zaman zaman masalsı bir anlatıma bürünmesine sebep oluyordu. Can Dündar'ın kendi sesinden anlatımı ve Yetkin Dikiciler'in Atatürk'ü başarıyla seslendirmesi de filme farklı bir soluk getirmişti.



Filmin adının "Mustafa" olması , bir ulusun kaderini değiştiren ve dünya çapında tanınan, saygı duyulan bir liderin de nihayetinde bir "insan" olduğu, bir anne babanın çocuğu, birilerinin sevdiği erkek olduğu gerçeğini göz önünde bulundurduğumuzda, son derece yerinde verilmiş bir karar... Dünyayı dize getiren, kurtuluş mücadelesinde gözünü bile kırpmadan cepheden cepheye koşan bir adamın, karanlıkta uyumaktan korktuğunu görmek izleyenleri şaşırtıyor elbette.
Artık kalıplaşmış bir takım tarihi gerçeklerdense, daha sıcak, daha insani ögelerle örülmüş, gerçeklerin çarpıtılmadığı, dozunda bir duygusallık taşıyan, her yöne eşit mesafede durulabilmeyi başarmış bir film izlemiş olmanın iç rahatlığıyla bütün salon, film bittiğinde ayağa fırlayıp dakikalarca Can Dündar ve film ekibini gönülden alkışlıyoruz. İnsan seliyle salondan çıkarken gözüm bir adama takılıyor. Gözlerindeki yaşları sessizce kurulayan yaşlı adam , kalabalığın arasında kayboluyor.

10. ve Sonuncu Gün



Altın Portakal Film Festivali'nin kapanış ve ödül törenine gitmek yerine, ayaklarımızı uzatıp çayımızı yudumlayarak izlemek gibi çok akıllıca bir karar almıştık. Bir yandan verilen ödüllerle ilgili kendimizce kritik yapıyor, bir yandan da başımın yönünü değiştirip kanepede diğer tarafa devriliyordum. Elbette bu geçirdiğim on gün boyunca edindiğim deneyimlerden yola çıkarak bir takım saptamalar yaptım kendimce. İşte Festival sonu dökümüm:
1- En iyi film, senaryo ve erkek oyuncu dallarında ödül alan ve ödüllerin çoğunu paylaşan "Nokta"" ve "Pazar- Bir Ticaret Masalı" filmlerini becerip de seyredemediğim için kendimi tebrik edeceğim.
2- En kısa zamanda bu filmlerin DVD lerini alıp seyredeceğim.
3- Geçen sene en iyi kadın oyuncu seçilmediği için kıyameti koparan, bu sene de daha festival başlamadan kulise başlayan ve ödülü eline alınca "Bu muymuş?" gibi talihsiz bir cümle dudaklarından dökülen Nurgül Yeşilçay'ın "Vicdan" filmini , jüriyle aynı fikirde oluncaya kadar izleyeceğim . ( Yok yok bu kadarını yapamam sanırım )
4- Senelik iznimin bir bölümünü bu festival için ayırıp, bu sayede izlemek istediğim bütün filmleri görebileceğim.
5- Günlük tarzında yazılmış bir yazı dizisinde -tembellik ya da gezip tozma- her ne sebeple olsun festival bittikten bir gün sonra hala yazımın bitmemiş olmasından ötürü kendi kendimi kınıyorum. ( Yok yahu o kadar da vahşi davranmayayım. "Bir daha böyle yapma tamam mı? "desem anlarım sanırım)
6- En kısa zamanda kırmızı bir halı alınıp, üzerinde yürüme çalışmaları yapılmaya başlanacak. Eeee belli mi olur? Belki gün gelir kendim için yürürüm o halıda; şimdiden hazırlıklara başlamak gerek.
7-Benimle birlikte festivali takip eden herkese teşekkür ederim. Sinemanız bol olsun...


4 yorum:

  1. beni bekle beni :)) bende ayarlıcam seneye iznimi biz vuracağız damgamızı festivale :))

    YanıtlaSil
  2. Yeşim Özdemir21 Ekim 2008 04:59

    Nıhahahhhhhhh kabusları oluruz vallahi:)))

    YanıtlaSil
  3. Sağol zaten sayende hepsini izlemiş kadar oldum Yeşom:))BR/Keşke bazılarına birlikte gitseydik, benim aklıma hep sonradan gelir de:)))BR/Neyse seneye hatırlyalım bunu bence:)

    YanıtlaSil
  4. Yeşim Özdemir1 Kasım 2008 10:14

    Seneye bu festivali daha organize bir şekilde izlemek gerekiyor bence de:) Öptüm seni...

    YanıtlaSil