17 Ekim 2008 Cuma

PORTAKALI SOYDUM -3

nazim3. Gün

Pazar gününün rehavetini üzerimden ancak atabildiğim akşamüstü saatleri... Annem ve ablamla her Pazar düzenlediğimiz "Geleneksel Okey Günleri" nin bir bölümünü daha başarıyla sonuçlandırdıktan sonra Antalya Kültür Merkezi'nin yolunu tuttum. Şule ve bir arkadaşına bırakamadığı için yanında getirmek zorunda kaldığı kızı Irmak ile kapının önünde buluştuk. Irmak için izlemesi oldukça zor bir film olduğu için biraz da tereddütdeydik aslında. Çünkü "Belgesel Film Yarışması" dalında bir filmdi izleyeceğimiz: "Nazım'ın Küba Ziyareti"...

Salona girdiğimizde, uzun metrajda yarışan filmler kadar kalabalık olmadığını gördük. Küçük salonun bile yarısı boştu neredeyse. Hemen girişte balkon gibi yüksekte bulunan koltuklara yöneldik. Görevli kız hemen yanımıza gelerek bizi uyardı:" Kusura bakmayın ama burada jüri üyeleri oturacak!" ... "Haaa öyle mi?" diyerek merdivenlerden aşağıda gözümüze kestirdiğimiz bir koltuk dizisine yöneldik. Bu sefer de görevli bir adam yanımıza geldi: "Kusura bakmayın hanımefendi... Burası jüri üyelerine ayrıldı.".

Hoppalaaa ! . Şaşkın şaşkın bakıştık bir süre. "İyi ama yukarıdaki görevli bayan, jüri üyelerinin orada oturacağını söyledi??". Adam, gayet terbiyeli bir ses tonuyla tekrar konuştu: "Jürinin yeri değişti. Arkadaşımın haberi yok sanırım. Siz çıkıp balkonda oturabilirsiniz." Aslında bu durum işimize gelmişti. Çünkü Irmak , yukarıda oturursak perdeyi daha rahat görebilecekti. Tekrar balkona çıktık ve o kız tekrar yanımıza geldi: "Kusura bakmayın ama....". Daha lafını bitirmesine fırsat kalmadan patladım elbette. Balkon bölümünde oturmakta olan adam da bize dönerek" Lütfen hanımefendi; buyurun oturun siz" diyerek bize destek çıktı. Meğerse jüri üyelerinden birisiymiş. Görevli kıza "Hıııhhh!" bakışları atarak yerimize oturduk. Ve film başladı...

2008 yılı yapımı olan filmin iki yönetmeni var: Çağrı KINIKOĞLU ve Gloria ROLANDO.
1961 yılında, şair arkadaşı Nicolas Guillen'den bir davet alan Nazım Hikmet'in, Küba'yı ziyareti anlatılıyor filmde. O döneme ait orijinal çekimlerin yanı sıra, günümüzde hala hayatta olup, o ziyareti anımsayan ve anlatan Kübalı aydınlar ve sanatçılarla söyleşiler yer alıyor. İnsanların, Nazım'la ilgili anılarını anlatırkenki gözlerindeki pırıltıyı, yüzlerindeki saygı ve hayranlık dolu ifadeyi kelimelerle anlatmak oldukça zor benim için. Eş zamanlı olarak Küba devrimi, Kübalıların coşkusu ve heyecanı da filmde geniş bir yer alıyor.

Ama benim için en güzel sürpriz, Nazım Hikmet'in "Havana Röportajı" adlı şiirini kendi sesinden film boyunca dinlemek oldu. Yanlış hatırlamıyorsam ilk kez onun sesini duyuyordum. Ziyareti ile ilgili basında çıkan haberler, TV. programları, söyleşiler, fotoğraflarla zenginleştirilmiş, çok büyük bir merak ve dikkatle izlediğim, bu ciddi emek vererek çekilmiş filmin bitişiyle, izleyiciler uzun süren alkışlarıyla beğenilerini gösterdiler.

Ne yazık ki belgesel ve kısa film dalında yarışan filmler, uzun metraj filmler kadar ilgi çekmiyorlar. Sadece yarısını doldurabildiğimiz bu salondan çıkarken bizler, özel bir döneme tanıklık etmiş olmanın keyfini sürüyorduk. Dışarıda hafifçe ürperten bir rüzgar vardı. Derin bir nefes alıp kendi kendime gülümserken, Nazım 'ın dizeleri düştü aklıma:

"Bugün pazar.
Bugün beni ilk defa güneşe çıkardılar.
Ve ben ömrümde ilk defa gökyüzünün bu kadar benden uzak
Bu kadar mavi
Bu kadar geniş olduguna şaşarak
Kımıldanmadan durdum.
Sonra saygıyla toprağa oturdum, dayadım sırtımı duvara.
Bu anda ne düşmek dalgalara, bu anda ne kavga, ne hürriyet, ne karım.
Toprak, güneş ve ben...
Bahtiyarim... " *

* BİR CEZAEVİNDE, TECRİTTEKİ ADAMIN MEKTUPLARI

6 yorum:

  1. Güzel bir pazar günü geçirmişsin. İmrenerek takip ediyorum Portakalı Soydum serisini, sayende bizlerde gitmiş kadar oluyoruz. Sevgiler...

    YanıtlaSil
  2. Yeşim Özdemir17 Ekim 2008 05:00

    Sevgili Nily... Fırsat bulup katılabildiğim her etkinlikten bahsetmeye çalışıyorum.Hoşuna gitmesine çok sevindim. Benden de sana sevgiler...

    YanıtlaSil
  3. sanırım sevinerek, imrenerek ama içten içe de çatlayarak okuyorum festival günlerini...

    YanıtlaSil
  4. Yeşim Özdemir18 Ekim 2008 09:59

    Yav Özlemciğim...Ben daha doğru düzgün izleyemezken böyle diyorsun, seneye izin alınca ne yapacaksın bakalım:))))

    YanıtlaSil
  5. takipteyim :)

    YanıtlaSil
  6. Yeşim Özdemir19 Ekim 2008 04:57

    Gezip tozmaktan vaktinde yazıları yazıp yayına veremiyorum ki:)))Beğeniniz için teşekkürler...

    YanıtlaSil