11 Temmuz 2010 Pazar

YAŞASIN FUTBOOOLLL!

futbol


Futboldan hiç hazzetmem. Koca koca adamların bir topun peşinde koşturması, yine onları izleyenlerin heyecandan hop oturup hop kalkıyor olması bana çok tuhaf geliyor. Dünya kupasının finalini izlemeye heveslenmişken bile bir yandan yazıyor olabilmemi başka ne şekilde açıklayabilirim ki? Hatta bu hevesim bana hatırlatıldığında “pozisyon olduğu zaman” izlemenin bana yeterli gelmesi de bu yüzden.


 


Koyu bir Galatasaray taraftarı olan annem, önemli ( gerçi onun için takımının en uyduruk takımla oynadığı maç bile önemlidir) bir  maç öncesinde söyledikleri aklıma geldi birden. Tansiyonu yükseldiği için kızarmış yanakları ve boş bakan gözleriyle “Ne kadar şanslısın!” demişti bana… “Tuttuğun hiçbir takım yok. Fanatizm çok zor!”. Mutlaka zor bir şey olmalıydı. Yoksa bu kadar insan neden “Turne” diyeceğim ama turne değildi … Neydi onun adı? Hahhh tamam “Deplasman!”. Takımlarının peşinden deplasmana gidenler, o pozisyonda kendileri olsa neler yapabilecekleriyle ilgili atıp tutanlar, hatta teknik direktörlüğe soyunanlar, hakeme küfredenler, kavga eden, ağlayan, sarhoş olanlar…


 


Anlamıyorum… Anlayamıyorum… Şu final maçında bile “birini tutayım da azıcık heyecanlanayım” düşüncesiyle yazı tura atıp şansıma çıkan Hollanda’yı bile ancak bu şekilde destekleyebiliyorum. Kulağıma spikerin “Yirmi beş dakikada on dört faul var” cümlesi çalınıyor. Ama faul nedir? Ofsayt nasıl olur? Penaltı, serbest vuruş, korner ve aut arasındaki fark nedir? Bunları bilmiyorum dediğim zaman birileri kendisine bir misyoner süsü vererek anlatıyor. Sabırla, bıkmadan, usanmadan… Tabii bu bilgiler benim için gereksiz olduğundan hemen unutuyorum. Taa ki bir sonraki misyonere kadar…


 


Özetle ben bu işten hiçbir şey anlamadım. Futbol izlemektense, izleyenleri gözlemek daha keyifli. Şimdi sizi onlarla baş başa bırakıyorum.Maçın 32. dakikası…


 


 


- Aman beee! Gol oluyordu lan!


- Bakışa bak!


- Şu pozisyon gol olsa ne gülerdim haaa!


- Adamın orta parmağı bir santim kısa olsa gol olacak!


- Bir aydır buradalar. Bir de önce hazırlık dönemi var.


- İspanya topunu oynayamıyor haa! Almanya karşısında süper oynamıştı…


- Hollanda’nın iki oyuncusu topun ağzında. İkisinin de sarı kartı var…


- Korner korneeer!


- Hadi beeee!


- Allah belanı versiiiiin!


- Sol ayak vuramadı n’aapsın?


- Her topa giriyor bu Pedro da!


- Yürrüüü beeee!


- Alın eve götürün bari!


- Yaaaa ne?


- 0-7 yaş grubu maçına benzettiniz haaa!


- Oooo orta saha boş!


- Niye sakatlandı? Kart görmemek için!


- Kaç dakika kaldı?


- Biraz daha hızlı vursa!


- Çalışılmış pozisyonu yapsaydı!


 


Artık devre arası… Şimdi yazımı yayına verip takımıma(!)  destek vermem gerekiyor. En büyük Hollanda!


 


 

3 yorum:

  1. Bak koca dünya kupası geçti... Kala kala aklımızda bir vuvuzela kalmış:))) Umarım bizim lig maçlarında da arz-ı endam eymez:)))

    YanıtlaSil
  2. Yeşim'cim Vuvuzelayı bizim maçlarda düşünemiyurm bile:)))

    YanıtlaSil
  3. Umarım sivri zekalı birileri çıkmaz:))))

    YanıtlaSil