
- “Can yoldaşı dostlar çekildi gittiler
Ecel çiğnedi hepsini birer birer
Yan yana oturmuştuk hayat sofrasına
Bizden bir kaç kadeh önce sızdı gittiler.” *
Cümlesi bittiğinde , yakamozdaki ışıltılara bir an için dalıp gitti. Yer yer seyrelmiş saçları, üzerine düşen ay ışığında gümüş gibi parlamaktaydı. Yaşıtlarına göre dinç görünüyorsa da , her akşam içmekten dolayı giderek büyümüş ve gerilmiş kocaman bir göbeği vardı. Ağlarını toplayıp, burnunu limana yöneltmiş olan bir balıkçı teknesinin soluk sarı ışığının, yakamozun üzerinden nazlı nazlı geçişini gözleriyle takip etti. Sanki o renk cümbüşünün gizeminde bir şeyler aramaktaymışçasına bir süre daha sessizliğini korudu.Sonra, kararlı ve gür bir sesle konuşmasına devam etti:
- Hadi bakalım… Hayata!