
30 Kasım 2008 Pazar
OYUNCAK ATLI PRENS

24 Kasım 2008 Pazartesi
KOCAMAN GÜLÜMSEYEN ÖĞRETMENİM

Benim ilkokul öğretmenimdi…
Adı Nihal Erdoğan…idi…
32 yaşında …idi…
Bir oğlu vardı..Adı “Çavlan”…5 yaşında…
6 aylık hamile…idi…
Öldürdüler….Öldürmüşler…
21 Kasım 2008 Cuma
BU SON OLSUN!

"Bugün sen çok gençsin yavrum
Hayat ümit neşe dolu
Mutlu günler vaadediyor
Sana yıllar ömür boyu
19 Kasım 2008 Çarşamba
KADINIM, HÜKMÜM YOKTUR!

- Girebilir miyim Yeşim Abla?
- Aaaa gel tatlım… Hoşgeldin!
Uzun süredir görüşmüyorduk onunla. Belki de onu görmemek, aylar önce beni çok sarsan o olayı anımsamamı öteliyordu. Ama gelmişti işte! Sarıldık, öpüştük. Tedirgin halleriyle ablasına ne kadar çok benzediğini bir kez daha düşündüm.
- Hadi otur bakalım… Nasılsın?
- İyiyim ablacığım sağol… Biraz sıkıntılarım var da; muayene olmaya gelmiştim.
- Tamam canım… Önce muayeneni yapalım. Sonra sohbetimizi ederiz.
15 Kasım 2008 Cumartesi
HAFTA SONU SAÇMALAMALARI

- Evet evet! Çok lezzetliydi. Elinize sağlık!
- Afiyet olsun. Tekrar bekleriz… Yakınlarda mı oturuyorsunuz? Eğer öyleyse paket servisi için hazırladığımız broşürlerden vereyim size…
- Yok yokkk! Biz uzakta oturuyoruz. Sırf sizi yemek için geldik!!!
- Efendim?????
- Şeyyyyy pidenizi yani!
- !!!!!!
13 Kasım 2008 Perşembe
CEPHENİN İKİ YÜZÜ

Clint Eastwood’un yönetmenliğini yapmış olduğu “Atalarımızın Bayrakları” ve “İwo Jima’dan Mektuplar” , aynı savaşa iki farklı açıdan bakmayı amaçlamış ve bence üzerinde düşünülmesi gereken filmlerin başında geliyor. Düşman olarak kabul ettikleri, gözlerini kırpmadan öldürmeyi amaçladıkları insanların da, tıpkı kendileri gibi korkuları, özlemleri ve sevgileri olduğunun altı dikkatle çizilmeye çalışılıyor.
Etiketler:
AKLIMA DÜŞENLER,
cephe,
clint eastwood,
film
11 Kasım 2008 Salı
BENİM BABAM, BENİM ANNEMİ DÖVER!

- Nasıl yaralandınız?
- ………….
- Başınızı bir yere mi çarptınız?
- ………….
7 Kasım 2008 Cuma
BOŞVER ALDIRMA!

Bizim evdeeee ineeerrrsiiinnn
Eğeeerrr baabaaannn sorarsaaaa
Teker patlaaadıı dersinnn”
Sabah olup da gözlerimi henüz açmışken, beynimin uyuşuk duvarlarında bu şarkı yankılanmaktaydı. Rüyamda mı görmüştüm acaba? Eğer öyleyse, görecek daha güzel bir rüya bulamadığım için kendime acımalı mıydım? Her sabah olduğu gibi homurdana homurdana lavabonun yolunu tuttum. Aynadaki yansımama baktığımda dehşet içinde irkildim.
6 Kasım 2008 Perşembe
O SADECE BİR ÇOCUK!

2 Kasım 2008 Pazar
CEEEEEEE!!!!

Neden sürprizleri sevmediğimi düşündüğümde, aklıma ilk gelen, kontrolü delicesine elimde tutma merakım oluyor. Kontrolü kaybettiğim her an, beni huzursuz ediyor. Bu huzursuzluk, çevreme huysuzluk olarak yansıyor. Yani iyi bir amaca hizmet etmesi düşünülen bir sürpriz, bir anda ortalığı birbirine katabiliyor.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)